Psikologlar, Hakkımızı İstiyoruz: Bayram Yok!
Türkiye'de psikologlar, yeni yönetmeliklerin getirdiği ciddi hak kayıpları dolayısıyla büyük bir endişe ve öfke içinde. Önceki yönetimlerin mirası olarak kabul edilen uygulamalar, psikoloji lisans mezunlarının serbest olarak çalışmasını engellemektedir. Sağlık Bakanlığı'nın, psikologları tekniker seviyesine indiren serbest çalışma yönetmeliği, ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda lisans eğitimi almış profesyonelleri de işsiz bırakma riski taşıyor. Psikologlar, yıllar süren eğitim ve çaba sonucunda elde ettikleri unvanlarının yok sayılmasını kabul etmiyorlar; ve bu durum, mesleğin itibarsızlaştırılması olarak algılanıyor. Yüksek lisans zorunluluğu getirilmesi, bu alandaki istihdam olanaklarını daraltmakta ve psikoloji eğitiminin değerini düşürmektedir. Üstelik, diğer sağlık meslekleri gibi lisans eğitimiyle çalışabilen psikologlar, artık kendi diplomalarıyla ruhsal sağlık hizmeti sunamaz hale gelmektedir. Bu noktada, hem meslektaşların hem de alanın geleceği için birlik olma çağrısı yapılıyor. Psikologlar sosyal medya platformlarında #PsikologlaraBayramYok etiketiyle seslerini duyurmayı amaçlarken, yetkilileri bu adaletsiz durumu düzeltmeye davet ediyorlar. Hakkını aramak için bir araya gelen bu meslek grubu, gelecekteki hak mücadelelerinde kararlı bir duruş sergilemekte.
` XYeni Yönetmelik Psikologları Nasıl Etkiliyor?
Yeni yürürlüğe giren serbest çalışma yönetmeliği, Türkiye'deki psikologların serbest olarak çalışmasını büyük ölçüde engelliyor. Sağlık Bakanlığı'nın aldığı bu karar, uzun yıllar süren akademik çalışmalara ve eğitimlere sahip psikologları 'tekniker' seviyesine düşürerek, profesyonel itibarlarını zedelemekte. Mevcut yasalar gereği, klinik psikolog unvanı olmayan psikologlar artık kendi alanlarında çalışabilmek için yüksek lisans yapma zorunluluğuna tabi kılınıyor. Düşük bütçeli özel eğitim kurumlarının yüksek lisans ücretleri, 1 milyon TL'ye kadar çıkmakta, bu da birçok psikolog için katlanılmaz bir yük oluşturuyor. Eğitimsizlikle suçlanan psikologlar, meslek uygulamalarına dair yeterliliklerini sorgulayan bu politikaların arka planındaki gerçek nedenleri merak ediyorlar. Diğer sağlık meslekleri gibi lisans eğitimini yeterli görmeyen bu durum, psikoloji alanında ciddi bir ayrımcılığa yol açıyor ve bu farkın bilinmesi gerekiyor. Sosyal medyada psikologlar, bu adaletsizliğin düzeltilmesi için topluca mücadele edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Psikologlar İçin Yeni Bir Gelecek Mücadelesi
Psikologlar, yeni yönetmeliklerin geride bıraktığı izlerin kalıcı hale gelmemesi için birlik oluşturmayı hedefliyor. Herkesin eşit haklara sahip olmasını talep eden psikologlar, kendi diplomalarının geçerliliği ve haklarının korunması adına mücadele etmekte kararlılar. Bu toplu harekete, farklı alanlarda çalışan psikologlar da destek veriyor. Beraber hareket etmenin getirdiği güç, işsizlik gibi koşulların yarattığı dertlerin aşılmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Eğitimlerini almış olan psikologlar, birer teorisyen olarak konumlanmanın yanı sıra, serbest uygulamalardaki yerlerini talep ediyorlar. Bu nedenle psikologlar, geleceğe yönelecek olan mücadelelerinin sadece bireysel çıkarları için değil, aynı zamanda ruhsal sağlığın korunması adına önemli olduğunu vurguluyor.
Psikologlar Birlikte Harekete Geçiyor!
Türkiye'de psikologlar, maruz kaldıkları haksızlıklara karşı ortak bir ses oluşturmak amacıyla harekete geçiyor. Sosyal medya üzerinden başlatılan #PsikologlaraBayramYok kampanyası, yalnızca bir etiket olmanın çok ötesinde; motivasyon ve birlikteliğin sembolü haline geldi. Psikologlar, yıllardır aldıkları eğitimin ve profesyonelliklerinin hiçbir şekilde göz ardı edilmemesi gerektiğini savunuyorlar. Sadece klinik psikoloji alanında değil, psikolojinin her alt alanının tanınması gerektiğini ve bu konuyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılmasını talep ediyorlar. Giderek artan bir sesle, meslek grubu içindeki dayanışmanın artırılması gerektiği belirtiliyor. Bu bağlamda, psikologlar toplantılar düzenleyerek, hukuki ve sosyal baskıyla karşılaşan meslektaşları için işlem yapacakları platformlar oluşturma fikrini geliştiriyorlar. Böylece psikologlar, hem kendi haklarını koruyacak hem de ruh sağlığı alanında kaliteli hizmeti sağlayacak bir yapı oluşturmuş olacaklar.
Psikologların Sesine Kulak Verin!
Psikologlar, mevcut yönetmeliklerin ruh sağlığı alanındaki etkileri konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye devam ediyor. Her geçen gün artan sayıda psikolog, yaşanan sorunları dile getirirken, alanlarında yeterliliklerini sorgulayan yasaların adaletsizliğine dikkat çekiyor. Bu bağlamda, sosyal medya üzerinden yürütülen #PsikologlaraBayramYok hamlesi, birçok kişiye ulaşarak durumu açıklama fırsatı sağlıyor. Psikologlar, diğer sağlık meslek gruplarıyla eşit haklara sahip olmanın önemini vurgulayarak, kendi diplomalarının değerinin kabul edilmesi gerektiğini savunuyorlar. Yaşanan sıkıntılara karşı nasıl bir çözüm üretileceği konusunda ise meslek örgütlerinin yeterince etkin olmadığı eleştirileri sinicileştiriliyor. Bu nedenle, ruh sağlığı hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve psikologların haklarının korunması adına yetkililere sesleniyorlar.
Klinik Psikoloji Yüksek Lisansı Neden Zorunlu?
Yeni yönetmelikle psikologların klinik psikoloji yüksek lisansı almadan serbest çalışamayacak olmaları tartışma konusu oldu. Uzmanlar, bu uygulamanın ruh sağlığı alanına olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor. Özellikle yüksek lisans eğitiminin pahalı olmasının yanı sıra sınırlı kontenjanlarla sunulması, birçok psikologun bu fırsatlardan mahrum kalmasına neden oluyor. Uzmanlar, bu noktada sağlık hizmetlerine erişim açısından büyük bir risk taşıdığını savunarak, eğitim sürelerinin ve maliyetlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor. Buna ek olarak, sıklıkla göz ardı edilen diğer psikoloji alanlarının da tanınarak, bu alanda çeşitliliğin artırılması gerektiği vurgulanıyor.
Psikologların Tehdit Altında Olan Hakları
Psikologlar, haklarının ihlal edildiğini ve potansiyellerinin kısıtlandığını düşünerek isyan ediyor. Yeni yönetmelikler, psikologları işveren karşısında daha da savunmasız hale getirmiş bulunuyor. Sağlık Bakanlığı'nın bu duruma kayıtsız kalması, psikologlar arasında derin bir hayal kırıklığı yaratmış durumda. Diğer sağlık profesyonellerinin sahip olduğu haklara erişimleri dahi kısıtlanırken, lisans diplomasını tercih eden psikologların iş bulma imkanları da azalıyor. Bu şartlar altında psikologlar, bireysel olarak çözüm aramaktan çok, kolektif bir hareketlenme içine girmek gerektiğine inanıyor. Eşit hak talebi, sosyal medya ve diğer platformlarda yükselen karşı duruş biçimi olarak ortaya çıkıyor.
Ruh Sağlığına Erişim Zorlaşıyor
Psikologların hak kaybı sadece kendilerini değil, toplumu da etkileyen ciddi bir sorun haline geldi. Yeni düzenlemelerin getirdiği engeller, ruh sağlığı hizmetlerine erişimin daha da kısıtlanmasına yol açıyor. Maliyetlerin artırılması, özellikle düşük gelirli bireylerin terapi ve danışmanlık hizmetinden yararlanmasını imkansız hale getiriyor. Psikologlar, ruh sağlığının korunması için mücadele ederken, aynı zamanda bu süreçte bireylerin de eğitim ve farkındalık kazanması gerekir. Kamuda ruh sağlığının korunması için gerekli politikaların geliştirilmediği durumlarda, tedavi süreçlerinin yavaşlayacağı endişesi taşınıyor. Bu nedenle, toplumsal bir farkındalık çalışması başlatmak gerekiyor.
Psikologlar, Eğitimlere Karşı Devam Eden Savaş
Psikologlar, özellikle eğitim süreçlerinin yeniden yapılandırılması için çaba harcıyor. Yeni yönetmelikler gereği, daha önce alınan lisans eğitimin gerekliliği göz ardı edilmekte. Çoğu psikolog, aldığı eğitimi ve deneyimi yeterli görmemekle birlikte, yeni bir yüksek lisans programına katılmak zorunda kalmalarının adaletsizliğini vurguluyor. Eğitimdeki bu dönüşüm, psikoloji alanındaki deneyimlerin yok sayılması anlamına geliyor. Bunun sonucunda, psikologlar yalnızca birer tüketici olarak kalıyorlar. Eğitim sisteminin bu denli bireysel çıkarlarla değiştirilmesi, mezun sonrası istihdam oranlarını da düşürmekte. Psikologlar, bu duruma karşı seslerini yükseltmek Adalet arayışlarına devam ediyorlar.
Psikologların Davası Kamuoyuna Taşınıyor
Psikologların yaşadığı hak kaybı, bir dizi girişim ve protestolarla toplumsal bir mesele haline gelmeye başladı. Çeşitli derneklerin ve grupların desteği, psikologların yaşadığı mağduriyetleri kamuoyuna kabul ettirmek için çalışmalarına hız katıyor. Yeni yönetmeliklerin doğurduğu sonuçlar, toplumun her kesiminden tepki topluyor. Psikologlar, aldıkları eğitimler ile dışlanan diplomalarını yeniden göz önüne çıkartma konusunda kararlı görünmekteler. Kamuoyu oluşturmanın en önemli adımlarından biri olarak bastırılan görüşlerin ifade edilmesi, sosyal medya platformları aracılığıyla gerçekleşiyor. #PsikologlaraBayramYok etiketi altındaki paylaşımlar, sadece psikologları değil, aynı zamanda toplumun tüm bireylerini kapsamaktadır.